Paradoksal bir varoluşa hapsetmişim kendimi. Gerçek bile değilim. Gerçeklikten bahseden kim? Bunu yazabildiğime göre gerçek olmam gerekir. Yaşam faaliyetlerini yerine getiriyorum hiç değilse. Anlatmak mümkün değil darmadağın düşüncelerimi. Bak yine aynısı oluyor. Beynimin ısısı yükseliyor. Beynimin zarının iyice gerildiğini ve yırtılmak üzere olduğunu hissedebiliyorum.
Çok sıcak..
Hepinize yalan söyledim. Bu güne kadar hiç aşık olmadım. Kimseye değer vermedim. Küçükken anneannemi severdim. Ama onu da son 3 yıldır görmüyorum.
Dürüstlük diye bir şey yok. Bu insanların uydurduğu bir şey. Kimse dürüst değil. Hiç kimse. Ben de değilim. Eğer dürüst olduğumu söylersem bil ki yalan söylüyorum. Ve sen de değilsin. Hiç olmadın. Olmadığını biliyorum. Ama bunun bir önemi olmadığını kimse bilmiyor. Yalanların kötülüğünden yakınan yalan bir dünya.
Seni hiç sevmedim. Diğerlerini de. Kendimi sevdim sadece. Sadece kendimle sevişmek istedim. Her şeye isim veren toplum buna da vermiş bir isim, Narsizm. Kalıplara sokma beni. Ben istediğim her şey ya da herkes olabilirim. Bugün biri olurum, beğenmezsem, yarın başka biri. Ne bir beden gerekli bunun için ne de bir isim.. Gereken tek şey düşünme yetisi. Bazıları çok hayalperest olduğumu düşünür. Evet öyleyim. Dünyanın sesini dinliyorum. İnlemelerini. Ağlayışını. Sen yağan şeyin yağmur olduğunu mu zannediyorsun?
Neden bu kadar umursamazım hiç düşündün mü? Çünkü zamanında çok umursadım. Her şeyi. Hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimi anladığım zamansa bıraktım umursamayı. Yaşamayı. Çünkü ne yaparsan yap, sonunda öleceksin. Sürprizini bildiğin bir filmi neden izleyesin ki?
Ben sadece gözlemliyorum. Her şeyi. Herkesi. Tek yaptığım bu. İnsanların aptalca hareketlerini izliyorum. Beyinlerinden geçen şeyleri düşünüyorum.
"Alkolü bırakmazsan erken yaşta öleceksin" dedi bir doktor. Daha 32 yaşındayım ama karaciğerim iflas etti. Alkolü bırakırsam ölmeyecek miyim? Doktor susuyor. Verecek bir cevabın var mı doktor? Sen alkol kullanmıyorsun diye ölümsüz mü oldun? Sen de öleceksin. Benden 10 sene fazla yaşaman bu gerçeği değiştirir mi? Hayır. Hiçbir şeyi değiştirmez.
Sigaraların üzerindeki "sigara içmek öldürür" yazılarını kesip duvarıma yapıştırıyorum. Bu süreci hızlandıracaksa, sigarayı keşfedenlere teşekkürü borç bilirim. Ama bu da işe yaramıyor.
Bir insanı ne kadar sürede tanıyabilirsin? 1 ay, 1 yıl, 10 yıl? Hayır, asla tanıyamazsın. Ne kadar çok zaman geçirirsen geçir, gelecekteki zamanını bilemezsin. Sadece kışı yaşayarak, yaz hakkında tahminde bulunamazsın. Sadece bu yılın kışını yaşayıp, gelecek yılın kışının da aynı olmasını bekleyemezsin. Beni tanıyamazsın. Annem bile tanıyamazken, sen nasıl bir burnu büyüklükle beni tanıdığını iddia edersin? İnsan ne kadar birlikte yaşadıktan sonra gerçek yüzünü göstermeye başlar? İlk buluşmadaki şirin kız değildir hiç bir kadın, 15 yıl sonra. Ya da o centilmen adam bir bakmışsın hıyarın teki olup çıkmış. Aslında o zaten hıyardı. Ama bunu bilmeni istemediği için sen onu farklı şekilde tanıdın. Dürüstlük diye bir şey yoktur. Sadakat de yoktur. Bunların hepsi insanların uydurmasıdır. Sadakat dediğin şey, nefsini kandırmandan başka bir şey değildir. Peki sonra nolur? Kendine yalan söylersin. İstediğin halde istemiyormuş gibi yaparak yalancı olursun. Kendine yalan söylemek en kötüsüdür. Eğer bir kadını istiyorsan ve sırf sadakat uğruna istemiyormuş gibi davranıyorsan bu dürüst bir davranış olmaz. Çünkü onu istediğin gerçeğini değiştiremezsin. O halde dürüst olman da söz konusu olamaz.
Ben konuştuğumda, herkes susup dinledi. "Kafayı yemiş" diye geçirebilirsin içinden. Evet yedim. Hem de çiğ çiğ. Bu düzenin adamı olmayacağım diye uğraşma boşuna. Sen dişlilerden sadece birisin. Olmasan da fark etmez. O çark yine dönmeye devam eder. Bunu anla, kabul et ve buna göre yaşa. Reenkarnasyona inan mesela. Sevgilini toprağın altına gömdüklerinde bir süre sonra kurtlanmaya başlar. Onun ruhu o kurtlara geçer. O kurtları kuşlar yer. Ve sevgilin göklerde kanat çırpmaya başlar. Deli olduğumu mu düşünüyorsun? Durma, devam et öyle düşünmeye. Sizler gibi olacağıma, deli olmayı tercih ederim.
"Hayat, yemeklerden hoşlanmadığın bir sofrada, tatlılardan ümidi kesmemektir."
Hepsi bu.
Sizler iştahla yemeklerinizi yerken, ben tatlının gelmesini bekliyorum.
İstediğim her şey ve herkes olabilirim. Herhangi biri.
Yarın, sen bile olabilirim.
Taşımaktan en çok yorulduğum duyguyu; nefreti, sana bağışlıyorum.
Sende kalsın! İhtiyacım yok artık.
(Bob Dylan'a ithafen..)