1 Haziran 2009 Pazartesi

Hayat bazen, verdiklerini faiziyle geri alıyor.

Bilmiyorum kendime karşı ne hissediyorum. Evet düşüncelerim kusursuz ama eyleme dönüşme aşamasında sekteye uğruyor. Kendi kendimi hayal kırıklığına uğratıyorum. Aptal gibi davranıyorum. Hayır aptal değilim.

Beynimin içinde yankılanan sesleri dinliyorum. Uğultuları.. Çok sarhoş olup hiç ayılmak istemiyorum. Asla! Sarhoşken yalnız olmak istiyorum. Denizde çırılçıplak yüzmek ve güneşin batışını seyretmek. Hiç kimsenin bilmediği ve ayak basmadığı bir kumsalda. Tek başıma..

Her şeyi bırakıp kaçmak istiyorum. Kimsenin ama hiç kimsenin bana ulaşamayacağı bir yere. Kimseyi sevmek istemiyorum. Kimseyi düşünmek istemiyorum. Kimsenin adını bilmek istemiyorum. Hayatımda tek bir insan dahi olmasın. Gece gökyüzüne bütün öfkemi haykırmak istiyorum. Bildiğim bütün küfürleri sıralayıp, sesim kısılana kadar bağırmak.. İçimi yırtıp yeni bir ben olarak dışarıya çıkmak. Yeniden doğmak istiyorum.

Her şeyi biliyorum. Ben Zümrüdü Anka'yım. Dünyanın yıkılışına üç kez tanık oldum. Her şeyi öğrendim. Her acıyı. Dünya acıyı kustu üzerime. Yandım. Küllerim savruldu rüzgarda. Tekrar alev aldım. Küllerimden yeni bir ben yarattım. Herkesi yaktım. Yaktıklarımın ruhlarını biriktirdim. Her acıda daha çok büyüdüm. Alevim gökyüzünü sardı. Yıldızlara sıçradı. Ben Anka Kuşu'yum. Acının efendisi..

Biliyorum bir gün son bulacak.
Bunu biliyorum.
Son bulacak..
Bilmesem yaşayabilir miydim?