9 Ağustos 2012 Perşembe

adını yüksek sesle söyleyemem.

kendime deliliğimden yepyeni bir şato inşa ediyorum. bu sefer yıkılırsa altında kalıcam.
en çok da tiksindiğim anılar koleksiyonu sanki hayat. yaşamaya değer hiçbir şey bulamıyorum. yükselişim yavaş, dibe vuruşum sert oluyor her seferinde.
fısıltım uzaya bile gidiyor da, bağırsam da duymuyor kimse.

o kadar yoksun ki içimde, kimi aldatsam sana küfrediyorum.

normal bir insan olmaya çalışmakla geçiyor hayatım. hala kahvaltı yapmayı sevmiyorum. daha çok sigara içiyorum. yani normal olmaya çalıştıkça, daha da küçülüyor normallik; gittikçe uzaklaşıyorum.

deliliğimden yepyeni bir şato inşa ediyorum. çok sağlam değil duvarları. parmak ucunla dokunsan anılarıma hepsi paramparça olacak. yüzünü siliyorum hafızamdan. sesini çoktan unuttum.
yazmak istediğim bütün cümleler daha önce yazılmış sanki. derdimi anlatabilecek kelimelerin hepsi birer pasta süsü. hiçbir işlevi yok. derdimi anlatabileceğim cümlelerin hepsi yılan zehiri. öldürücü, bilinçsiz kullanıldığında.

yani bütün anlatmaya çalıştığım, unutabilmek adına içine atladığım o koskoca girdapta başım dönüyor.
yani bütün anlatamadığım,
yalnızım.

yalnızlıktan ölmek üzereyim.

ölüşümü sikeyim!