6 Ocak 2014 Pazartesi

sevimsiz palyaço.

kendini sivrisinek zannediyordu,
saçlarını kestirmişti, uçarken rüzgar dengesini bozuyor diye.
sivrisinek gibi vızıldardı da ne dediğini kendisi de anlamazdı.

atlamak için bir gün
beş katlı bir binanın en üst katından,
çıkmaya başladı asansörsüz binanın merdivenlerini.
beşinci kata geldiğinde unuttu neden koşarak çıktığını merdivenleri.

aşağıya baktı.
inmeye üşendiği için, boşluğa kendini bıraktı.
sivrisinekti.
saçlarını kestirmeseydi, o kadar sert çakılmazdı yere.

düştüğü anda uyandı.

sivrisinek zannediyordu kendini.
kocaman elleri kanatlarıydı.
konuşmuyordu, vızıldıyordu.
bu yüzden dinlemiyordu kimse.

bir sabah unutarak uyandı, unuttuğunu hatırlayıp.
neyi unuttuğunu hatırlayamadı.
bir sürü söz vardı oysa başkalarına verdiği.
siktir et, dedi sonra.
siktir et, nasıl olsa onlar da unutmuştur.
bir sivrisinekti, siktir etti.

takvimin son yaprağını da koparıp, katlayıp cebine koydu.
cebinde taşıyordu dünlerini.
apartman kapısına büyük harflerle "unuttum" yazıp, altına imzasını attı.
yağmurdan aktı hep yazdığı.
eve girerken gördü, "unut" yazıyor.
sivrisinekler hatırlamaz, diye vızıldadı.

kendini sivrisinek zannediyordu.
saçlarını bir daha hiç uzatmadı.