4 Mayıs 2014 Pazar

beyaz bayrak.

Mutlu uyanmadım bugün. Bundan sonraki bütün sabahlarda olmasını beklediğim gibi, yeni günün getireceği hiçbir şeyi merak etmiyorum. Yarını merak etmiyorum artık. Bundan sonra hayatımda olacak hiçbir değişiklik ilgimi çekmiyor.

Bugün, yalnızlığımın ilk günü.
Hiç özlememişim.

Beni seven, daha çok sevmeye ihtiyaç duyan, sevmesine izin verdiklerim ve vermediklerim; izin verseydim çok daha fazla sevebilecek olan, izin verdiğime pişman olduklarım, izin vermediğime üzüldüklerim, terk ettiklerim, beni terk edenler, aldatanlar, aldattıklarım, beni benden korumaya çalışanlar, düştüğümde elini uzatanlar ve yalnız bırakanlar, hiçbiri umrumda değil bugün.

Bütün her şeyi, herkesi; sevdiğim, sevmediğim, nefret ettiğim bütün anılarımı büyük bir nezaketle okşayıp, dikkatle katlayıp kaldırdım dolabın uzanamadığım rafında duran valize; varlığını unutmak için bütün acıların, hatırlamamak için kurulan hiçbir cümleyi, verilmiş hiçbir sözü, vaatleri. Oysa hiç söz vermedin sen bana, hiçbir vaatte bulunmadın. Beni hiç hayal kırıklığına uğratmadın sen. Kırılan bütün hayallerimden ben sorumluyum. Çünkü insan kimseyi kendinden daha çok sevmemeliymiş. Ben de sevmiyorum bu yüzden. Olması gerektiği gibi, olması gerektiği kadar artık.

Bu yüzden hayal kurmaktan vazgeçtim bugün. Gelecekle ilgili hiçbir beklentim yok. Bütün hücrelerim sarsılsa da ruhumdaki büyük depremden, kalbimde en ufak bir kıpırtı bile yok.

Umutlarım, faili malum cinayete kurban.
Katilini tanıyorum.

Bugün, yalnızlığımın ilk günü.