" 'Seni anlıyorum' demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada... Var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur."
Aynada uzun uzun kendime baktım. Saçlarım beyazlamaya başlamıştı. Gözlerimin altı daha da mordu artık. En son ne zaman ağladığımı düşündüm, hatırlayamadım. En son ne zaman gülümsediğimi de hatırlamıyordum. Kendimden ne kadar uzaklaşmıştım. Nereye kaçtığımı bilmiyordum. Daha da kötüsü, geri dönmek istesem de dönüş yolunu da bulamıyordum. Varacağım noktayı göremiyordum ama yola çıktığım noktayı da göremeyecek kadar uzaklaşmıştım artık. Kaybolmuştum. Aynada kendime baktığımda karşımda duran yabancıyı tanımıyordum. Oysa benim kendimden kaçmak için kendime doğru koşmam gerekiyordu. Hangi benden kaçıp, hangi beni bulmak istiyordum? Hepsi bir ergenlik bunalımı mıydı? Kırkına merdiven dayamış birinin bunalımlı ergenliği ya da kırk yıldır affedemediği geçmişi belki de...
Bazen birini affetmek için önce kendini affedebilmesi gerekir insanın. Çocukluğunda yalnız bırakılmış birinin, büyüdüğünde yalnızlığı tercih etmesi gibi; kendini affedemediği için başkalarını da affedemez insan. Affettiğini düşünür, affettiğini sanır, affettiğine inanır. Hatta ortada affedilecek bir şey olmadığını bile söyler kendi kendine. Ama affedemediğini bilir. Bilmek, inanmaktan güçlü bir eylemdir.
Aynada uzun uzun kendime baktım. Gözlerimin en içine... Yıllardır özlemini duyduğum tek şey birinin beni anlamasıydı. Kırk yıldır istediğim, birinin gerçekten beni anlamasıydı... Oysa bir insanın başka bir insanı anlamasının imkanı yoktu hayatta. En iyimser ihtimalle kusursuz bir empati yeteneğine sahip olabilirdi; ki bu durumda bile aynı hislerin yakınına bile yaklaşamazdı.
Uzun uzun baktım aynada kendime. Saçlarımdaki beyaz tellere. O kadar yorgundum ki, dört yüz yıllık keder vardı sanki omuzlarımda. Bu ben miydim? Hangi bendim? Ben gerçek miydim? Derinlerden bir yerden avaz avaz küfür ederken her şeye ve herkese; iyi olduğuma inandım...
"Affedilecek bir şey yok" dedim kendi kendime, affedemediğimi bilerek.