5 Ocak 2013 Cumartesi

ölüme sekiz kala.

düşmüyorum düşümde. en dipteyim. daha gidecek yol yok.
yıllar önce unutamamak tek sorunumdu; şimdi, hatırlayamamak. hiçbir şeyi. adımı bile. bir önceki cümlemi, hangi günde olduğumuzu, dün nerede uyandığımı, kimi öptüğümü, kime ağladığımı, neye kızdığımı.. hiçbir şey hatırlamıyorum.

seni seveli kaç gün geçti? gözlerini en son ne zaman gördüm?

yaşamak, benim lanetim. ölemediğim için yaşıyorum. ölmek için yaşıyorum. ölümüne yaşıyorum.
şimdi çıksam gitsem, kimse bilmese nerede olduğumu; ne bir not, ne telefon numarası.. yine en iyi yaptığım işi yapıp kaçsam herkesten. ölümüme tanık olan, kendimi bitirişimi kollarını bağlayarak izleyen herkesten kaçsam. beni benden kurtarmaya çalışan herkesten.. bana rağmen beni sevmeye çalışan herkesten. anlamayan, yargılayan, anladığını sanan, kayıtsız kalan, beni boğan, sıkan, tutmaya çalışan, iten herkesten kaçsam.

insan kaç kere ölebilir?
daha ne kadar çürütebilirim ruhumu? daha ne kadar yanlış anlatabilirim insanlara kendimi?
ne kadar daha kendimi kandırabilirim?
ölmek için kaç yıl daha dayanabilirim?

hepinize yalan söylüyorum. herkese mutlu rolü yapıyorum. en yakınımdakilere bile. o kadar çok gülüyorum ki, mutsuzluğumu görmeyin diye..

ben aslında ölüm döşeğinde, can çekişen bir monark kelebeğiyim.