İnsan, doğduğunda beyazdır; büyüdükçe siyahlaşır. Çocukken en büyük
sıkıntın oyuncağının kırılmasıyken; büyüdükçe, hayallerinin ve kalbinin
kırılan parçalarıdır içini acıtan.
Ne kadar koşarsa koşsun, varmak istediği yere ulaşamaz insan. Çünkü
tatminsizdir, maymun iştahlıdır. Elde ettiğinden daha fazlasını
isteyecek kadar aç gözlüdür, elindekinin kıymetini bilemeyecek kadar
vefasız yaratılmıştır.
"Büyüdüm" sandığı bir dönem vardır insanın büyümekten çok uzaklarda.
Büyümek, acıya alışmaktır sadece. “Daha kötüsü olamaz" dediğin her an,
daha da kötüsünün olabileceğini öğreten acımasız bir öğretmendir hayat.
Büyüdükçe eksilir insan. Ağırlıklarını bırakarak yürür, duygularını
aşındıra aşındıra. Cümleleri kısadır büyümüş insanların. Öznede değil,
yüklemdedir vurgu. Daha az şaşırırlar, daha çok susarlar.
Büyümek zorunda kalanlar,
büyümüş olmak isteyenlere kıçlarıyla güler.