11 Mayıs 2014 Pazar

gülümser.

Adım Gülümser. İspanyol Gülümser derler bana. İspanyollara benzediğimden değil, ama İspanyollar gibi dans ederim. Bir de kırmızı gül takarım hep saçıma. Adım Gülümser ama çok da gülmem aslında. Herkese gülmem yani. Belki de Gülümsemez koymalıymış dedem adımı. Evet adımı dedem koymuş. Kendi de hiç gülümsemezmiş çünkü. Bari bu gülümsesin demiş beni görünce.

Kimine sorsan çok iyi biriyimdir, kimine göre fazlasıyla kötü. Bazısı merhametli olduğumu düşünür, ötekiler acımasızın teki. Birileri çok güzel sevdiğimi söyler, diğerleri sevmeyi bilmediğimi. Yani nereden baktığına bağlı biraz da; nasıl gördüğüne. Bana sorsan, bazen iyiyim; bazen kötü. Bazısına hiç acımadım, geri kalanına fazla merhametli.

Adım Gülümser. 10 yıldır 29 yaşındayım. Bir psikiyatri kliniğinde, tam zamanlı ruh hastası olarak çalışmaktayım. Kocamı üç kez öldürdüm. Hiç çocuğum olmadı. Herkese gülümsemem ama, çocuklar güldürür beni. Ben hiç çocuk olmadım çünkü. 21 yaşındaydım doğduğumda.

Kimine göre fazla yaşlıyım; bilen bilir çocuğum aslında. Bazısı çok güçlü görür, bakmasını bilse savunmasızlığımı da görür. Hırçınlığımı görür de; daha derin baksa, acılarımı da görür. Kanattığımı, acıttığımı, kırdığımı görür ama, bilse; kanadığımı, acıdığımı, kırıldığımı da görür.

Adım Gülümser. İspanyol Gülümser derler bana. Gülümsemekten korkarım.
Öfkem doğuştan değil.

İyi biri olamayacak kadar kötü, kötü biri olamayacak kadar iyiyim.
Herkes gibi.
Sizin gibi.