7 Ocak 2015 Çarşamba

İntiharım gecikti.

İyi olanı herkes sever; marifet kötü olanı sevmekte. Kötü olanın iyi tarafını görmekte. Yinyang'ın siyah yarısındaki beyaz noktayı fark edebilmekte marifet. Böylesine karanlık, böylesine çamura bulanmışken, böylesine yakmışken onun canını, istemeden de olsa; buna rağmen cesurca yanında durabilmesi, korkmaması, geri adım atmaması, gözden çıkarmaması seni. Marifet seni yalnızca iyi olduğun için değil, bütün kötülüğüne rağmen sevebilmesi. Tozdan, kirden, pastan artık görünmeyen yüzünün gerçekte nasıl göründüğünü bilmesi.

Belki de bu bir intikam yöntemidir. İntikamların en zekicesi, en çok acıtanı. Sonuçta sıcakken tadı çıkmıyordu intikamın, ille de soğuk olacaktı. Severek alıyordu intikamını. Vazgeçmeyerek. Çünkü böylesi daha çok yakıyordu canımı. Benden nefret ettiğini söylese, bağırıp çağırsa, küfür etse bu kadar yakamazdı canımı. Ama o tüm yaptıklarıma rağmen sımsıkı sarılabiliyordu bana. Ve ben hiç bitmesin istiyordum bu sarılma. Hep orada kollarının arasında kalayım. Acı çekmeme de, acı çektirmeme de izin vermesin o sarılma. Kötü insanlardan da korusun, kötü insan olmaktan da. Hiç kıpırdamadan, saatlerce, günlerce, yıllarca durayım orada; sağanak yağmurda kendine sığınak bulmuş bir kedi yavrusu gibi. Gitmeme, kaçmama, saldırmama izin vermeyecek kadar sıkı, dondurucu soğukta içimi ısıtacak kadar sıcak..

Ben ne yaptım?
Ne yapıyorum ben?
Bu kadar çok sevdiğim insanın canını nasıl oluyor da bu kadar çok yakabiliyorum? Neden yapamıyorum ben? Nasıl bir genetik kodlama hatasıyım? Geri kalan her şeyi siktir edebilecek kadar büyük bir istek duyarken, aynı büyüklükte bir cesarete sahip değilim. Yaptıklarım ve söylediklerim ve bilhassa hissettiklerim hiçbir zaman birbiriyle tutarlı değil.

Ben tilki; o da dönüp dolaşıp gittiğim kürkçü dükkanı değil.
Olsa olsa o akrep, ben yelkovan.

Özür dilerim.
Sadece var olduğum için özür dilerim.
Ankara herkes oldu da, bir sen olamadı. Herkes Ankara gibiydi de, hiçbiri "sen" gibi değildi.
Şimdi söylememin ya da söylemememin bir şey değiştirmeyeceğini bilsem de; sen Ankara'daki en güzel hatıramsın benim. 
Özür dilerim; yaptığım ve bundan sonra yapacağım bütün aptallıklarım için.

27'nin bitmesine daha 23 gün var..